31 Temmuz 2018 Salı

BİLAL AZİZİ (1921-1945)

    1921 yılında, Hotan'in İlci Nahiyesi'nde doğan Bilal Azizi, kısa yaşamına çok fazla eser sığdırmış bir şairdir. 
    Okuma çağına gelince dini okula kaydolup orda eğitim gördü. Burda küçük yaşta Nevai, Lütfi, Nobiti'nin eserleriyle tanıştı. Klasik eserlerin çoğunu okudu ve bu eserlerden etkilendi. 
    1936'dan itibaren Hotan Gazetesi'nde yazmaya başladı. Şair, gazetede çalıştığı süre içinde çok sayıda ve güzel şiirler yazdı. O yıllarda yazdığı şiirlerde birlik ve beraberlik, eğitim, işgalcilere karşı mücadele etme konularını işlemiştir.
    Şairin BİRLİK (BİRLİK), MEKTEP (Mektep), MAARİP BİLEN (Eğitimle), ANA BİLEN KİZ (Ana ile Kız), URUS BİLEN (Savaşla), GUZEL SİN JİANG (Güzel Doğu Türkistan), DUSMAN NEME kılmak için (Düşman ne yapmak istiyor)... adli siirleri en güzel şiirleridir. 
     Bilal Azizi, 1942'de Urumci'ye gelir ve ünlü şair Mutellip ile tanışır. Birlikte mücadeleye devam ederler. Halkı Çin işgalcilerine karşı mücadeleye davet eden şiirler yazar. 
     1943'te Urumci'de Çinli terörü başlar. Çok sayıda Uygur Türkü, aydın ve yazarı hapse atilir ya da öldürülür. 1943'un  sonunda Bilal Azizi de Aksu Vilayeti'ne sürgün edilir. Aksu'ya gittikten sonra mücadelesini yine sürdürür. 
      Burada insanları uyandıran Kongul (Gönül), Mart Samiliga Hitap (Mart Rüzgarına Hitap) gibi güzel şiirler yazıp yayımlar. 1945 yılının mayıs ayında hapse atılır ve aynı yılin eylülünde milliyetçi Çin hükümeti tarafından öldürülür.
     Vatansever şairimiz Bilal Azizi' nin şiirleri ve adı tarih sayfalarınızda hiç silinmeyecektir. 

28 Temmuz 2018 Cumartesi

OKULA

Vücudun yaprak, titreyip durdu.
Yüreğim dertli, rahat sokmadi.
Çünkü ey yari senin halini,
Gördü ayrılıkta, gonca çağini.

Boyun nazik, güzel ve zarif,
Hareketlerin afacan, yapar cilve,
Saçların uzun, her zaman dalgalanir,
Kara kaslarin her tarafa çırpınır.

Gözlerin tutsak, cevheri yanak,
Ay bile çekinir, yüzün çok beyaz.
Ama bilgisiz, cahilligin kulu,
Bülbül konmayan kokusuz bir güldür.

Hoş, kokulu kokusu nerede çiçeğinin,
Var mı kıymeti geçiş gününün?
Düşün ey kızkardeş bilgisizlik kötü,
Eğer okumazsan ağlatır zaman.

Dinle sokağı, dostların geçerler, 
Gönülleri aydınlık, okula giderler.
Öğrenip onları hayat yolunu,
Yetiştirmek istiyorlar ya umut çiçeğini.

Sen hemen onları örnek alıp
Gecikmeden yol al, sevgili okula.

                                                     Turgun Almas

15 Temmuz 2018 Pazar

Turgun ALMAS (1924-)

Turgun Almas hem bir tarihçi hem de bir şairdir. 1924'te Kaşgar Tokkuzak nahiyesinde doğmuştur. Fakir bir ailenin çocuğudur. İlkokulu kendi şehrinde okuduktan sonra 1939' da babasıyla Gulca' ya göç etti. Sonrasında Gulca' dan Urumçi' ye gelerek öğretmen okulunda tahsil görmeye başladı. Kayıtmaymiz yani Dönemeyeceğiz adlı ilk şiiri 1940'ta yayımlandı. 1942'de öğretmen okulunu bitirdikten sonra Karaşehir'e tayin edildi. 1943 yılında Çin hükümeti onu milliyetçilikle suçladı ve hapse attı. 1945 yılında hapisten çıktı ve kendi şehri Kaşgar' a döndü. İlkokul öğretmeni olarak işe başladı. Sonrasında bir öğretmen okuluna müdür olarak atandı. 
Bu dönemde Mektepke (Okula), Ömringge Bak (Ömrüne Bak), Ümitlik Hiyallar (Umutlu Hayaller) adlı şiirleriyle halkını Çin baskısına karşı savaşmaya çağırdı. Özellikle Mektepke şiiri çok beğenildi. 
1947'de Turgun Almas ve arkadaşlarının katılımıyla Kaşgar' da büyük bir gösteri düzenlendi. 1947'de hükümete muhalefet etmek suçuyla tutuklandı. Kaşgar Yenişehir'de askeri cezaevine konulan şair burada çok büyük işkenceler gördü. Turgun Almas, bu işkencelere boyun eğmedi ve şiirlerini yazmayı sürdürdü. Kamuoyunun baskısı neticesinde 8 Nisan 1948'de şair serbest bırakıldı.  Aynı yılın ağustos ayında Gulca'daki Elma adlı gazetede çalıştı. Sonra Urumçi'ye gidip Şin Jiang Edebiyat Sanatı dergisinde çalışmaya başladı.
   1945'ten beri yazdığı şiirler, 1957' de Pekin Milliyetler Neşriyatı tarafından Tarin Şamalları (Tarım Rüzgarları) yayımlandı. 1982'de Kaşgar Uygur Neşriyatı tarafından Tang Seher (Tan Seher) adlı şiir kitabı yayımlandı. Şairin bazı eserleri İngilizce, Rusça, Çince, Türkçe ve diğer kardeş Türk lehçelerine aktarıldı. 
Şairin şiirlerinin en büyük özelliği, lirik ve epik görüşlerin bir araya getirilmesi, kullandığı dilin sade, canlı ve öz Uygur Türkçesi olmasıdır.

10 Temmuz 2018 Salı

Esarette Kalanlara / Nim Şehit

Gözünü aç, savaş devri geçti, savaş şimdi cananın
Demek ki savaşla geldi yürekteki derde dermanın.

Uzun yıllar karanlık duman altında şikayet ettin,
Açık ki koyikapa gidecektir bütün şeytanların.

Aklında mı? Din budur diye Senmincuci' ye baş eğip
Ona bahşettiğin şiirin, makalen, bütün yazdıkların.

Eğer yanılıp vatanın, milletin hakkında söz söylersen,
Şüphe yok yedi yıl zindanda yatmaktır akıbetin.

Aydın diye tanınan ister gençlerin ister çiftçilerin.
Hain damgasıyla bozuldu lalelerin, reyhanların.

Namaz yerine her gün iki defa heykel önünde  yemin ettin,
Aklından çıkmamıştır, uğursuz heykelin huzurunda durduğun.

İyice bak üç yüz altmış gün durmadan çalışırsın,
Yine sonunda boş kalmıştır elin, cebin ve cüzdanın.

Teşekkür edersin binlerce kere, bir oğlun olduğunda,
Sakın unutma! Ona vergi vermek için doğmuştur kızın ve oğlun.

Sana mahkumiyeti Hak ezelden beri kader mi yaptı?
Ona armağan mı edildi guzelliğin, gençliğin ve hürriyetin?

İyice tasvir etmeye o melunların zulmünü birer birer,
Yazmayla bitmez ne kadar olursa olsun ilmin, irfanın.

Ezelden bu yana akıbetin bu haram hayat sana mı özgü?
Saadet mi cehennem işlerine verdiğin vergin?

Bundan bir yıl önce "uyanın" diye bir ses geldi 
 Neden hala gaflettesin, yok ki vicdanın.

Gönlünde korkudan başka özelliklerin de var ya? 
Kalk, bir silkinip bak, kalmasın gönlünde arzun.

Bütün memleket " hürriyet" diyor, hala gaflette uyuyor musun?
Ölümden korkma asla, mükemmel ise imanın.

Hala daha " armut piş, ağzıma düş" demen ayıp,
Nereye gitti uzun yıllar boyunca biriktirdiğin ve kazandığın?

Kaldır başını gafletten, bak her yana!
Gönülde dileneni yap şimdi geldi devranın.

Vatandan sana emir Nim Şehit' in kalemiyle,
Kabul edersen sana teşekkür eder her solukta imanın.

Koyikap: Rivayetlerde geçen, Kaf Dağı' nın içinde bulunduğuna inanulan mağara.
Senmincuyi: Çin milliyetçiliği, halk egemenliği.
Bütün  Çin ve Doğu Türkistan' da 1970' li yılların sonuna kadar sabah, akşam günde iki kez Mao' nun heykelinin önünde yemin etmek zorunluydu.


7 Temmuz 2018 Cumartesi

Dilber

Sazımı doya doya çalasım gelir,
Her zaman yıllar içinde.
Sevme zamanını dilber bilir,
Savaş yapmak kimin omuzunda?

Bahar geldiğinde güler güneş,
O zaman devir de adaletli olur.
Kara kışta aksa gözden yaş,
Sevgi yolunda sen cesur ol.

Bahar bulmak zordur dildar,
Azim nehri...ben feryat ettim.
Atan tanlardan oluşur yıllar,
Mücadele eden unutulmaz Ferhat!

Yüksek dağlarım, güzel bağlarım,
Bahar güldüğünde sana vereceğim haber.
O zaman kendin memnun olacaksın,
Huzur bulacaksın sevinip dilber.

                                    Elkem ETHEM