29 Temmuz 2017 Cumartesi

Tilki ile Karga / Arup Kasimi

Tilki ile Karga Tanın ilk ışıklarında çıktı tilki yiyecek aramaya/ Gözü takıldı kargaya,yiyecek bulamadan döndüğünde/ Yüksek ağacın ucunda karga yalnız oturmuş,/ Nereden buldu bu kadar eti,yemek için oturmuş./ Tilki geldi önüne niyeti eti almaktır,/ Kargayı kandırıp etsiz yolcu etmektir./ Dedi tilki: ey karga senin boyun küçüktür./ Bülbülün sesini bastırır ötersen şarkı söyleyip/ Ey dostum, ötsene bu çölleri yankılandırarak,/ Tarla kuşları hayran kalsın senin sesine./ Ka-ka diye öttü o karga ağzını açtı./ Ağzından düşen eti tilki alıp hızla kaçtı./ Tilki dedi: Ey ahmak karga,ismimdir benim tilki,/ Övüldüğüne kanarak şimdi düştün gülünç duruma.

Arup Kasimi

Şair Arup Kasimi 1873 yılında Gulca nahiyesinin Çulukay köyünde bir çiftçi çocuğu olarak doğdu. Çocukluk dönemini köyünde geçirdikten sonra hayat şartları onu köyden ayrılmak zorunda bıraktı. Ailesiyle birlikte Yerkent'e yerleşti. Önce dini okulda daha sonra çağdaş okullarda eğitim gördü. Rusça,Farsça ve Arapça'yı öğrendi. Bu dönemde bazı toplumsal karışıklıklar vardı. Bu yüzden eğitimini tamamlayamadı. Ailesiyle Gulca şehrine döndü. Burada gönüllü olarak eğitim işlerine katılırken bir taraftan da terzilik yaparak geçimini sağladı. Bütün şiirlerinde insanları okumaya davet etti. Cehaletten kurtulma çaresinin okumak olduğunu anlattı. Şair, 1900-1936 arasında Uygur şiirine çok güzel eserler kattı. Bu güzel eserlerin çoğu karışıklık yıllarında yok olup gitti. Az bir kısmı ise günümüze kadar ulaşabildi. Şair Arup Kasimi 1936 yılında vefat etti.

25 Temmuz 2017 Salı

Doğu Türkistan Uygur Edebiyatı

Kültür ağacımızın geniş köklerinden biri de Doğu Türkistan Uygur Edebiyatı'dır. Doğu Türkistan Uygur Edebiyatı, XIX. asır öncesinde daha klasik edebiyat üzerinde yoğunlaşmış durumdaydı. Aşk ve önceki ediplerin eserlerine nazireler yazmak ağırlıklı konular arasındaydı.
Yeni Uygur Edebiyatı (XX. asır) Doğu Türkistan'daki Çin istilasını ve bu istila karşısında edilen mücadeleleri anlatan eserlerin çok olduğu bir dönemdir.
XX. asrın başlarından itibaren Arzu ,Muhammed, Kasım Bey, Muhammed Salih Yarkendi, Molla Bilal Yusuf gibi Uygur ediplerinin eserleriyle karşılaşırız.
Yukarıda bahsedilen ediplerin içinde Molla Sayrami adında değerli bir edip daha vardır ki Tarih-i Hamidi adlı eseriyle dikkat çeker. Bu eser, Uygur Türkleri'nin mücadelesini ele almasının yanında Doğu Türkistan hükümetini tanıyarak Kaşgar'a subay ve cebeciler gönderen Sultan Abdülaziz Han ve diğer büyük halifelere dua ve övgüler yağdırmaktadır.
  Ayrıca halk şairleri (koşakçi) tarafından oluşturulan halk destanları da oldukça
Devamı »

5 Temmuz 2017 Çarşamba

KÜLTÜR AĞACI



  Kültür, çok köklü ve aynı zamanda kökleri çok derinlerde olan bir ağaçtır. Bizim kültürümüz olan Türk kültürü için bu tanımlama az bile. 
Türk kültürünü çok köklü bir ağaç olarak düşünürsek ve bu ağacın köklerine inersekAnadolutopraklarınındışındaÖzbek,Uygur, Kazak, Azeri gibi daha pekçok köke rastlarız. Çok sevdiğimiz Nasrettin Hocamız'ın Doğu Türkistan'da da sevildiğini görünce şaşırırız. Köroğlu Destanı'nın Özbek kardeşlerimiz arasında da anlatıldığını görebiliriz ya da çok derinlerde hissettiğimiz duyguları, Karadeniz'in ötelerinden Abdullah Tukay'ın dile getirdiğini duyarız. 
İşte bunlar ve bunlara benzer örnekler, kültürümüzün yüzyıllar ötesinden bize ulaşan güzellikleridir. Bu sayfalarda kültür ağacımızın çeşitli yapraklarını tanımayı, tanıtmayı planlıyoruz. Bu güzellikleri tanımak hayatımıza çok şey katacak.